1 Aralık 2024 Pazar
Ana SayfaManşetKonuta erişim sorununun çözümü için sektör paydaşlarının seferberlik hâlinde olması gerekiyor..

Konuta erişim sorununun çözümü için sektör paydaşlarının seferberlik hâlinde olması gerekiyor..

2012 yılından bu yana Management Plus Danışmanlık ve Eğitim tarafından her yıl organize edilen “Gayrimenkulde Liderler Zirvesi” bu yıl 12. kez Radisson Collection Hotel Vadi İstanbul’da düzenlendi.

Oturumun ilk konuşmacısı olan GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Neşecan Çekici, konuta erişim problemini küresel boyutta değerlendirdiği ve GYODER olarak çözüm önerilerini aktardığı konuşmasında şunları söyledi:

“Sektör olarak bizim yarını planlamamız için bugün neyi yanlış yaptığımızı tecrübelerimizi de üstüne koyarak değerlendirmemiz gerekiyor. Sorun yalnızca Türkiye’yi değil, dünyayı kapsıyor. Dünya sektörde başladığımız ilk yıllara göre karmaşık. Küreselleşmenin etkisi hepimizi içine çekiyor. Gayrimenkul piyasalarımız stres altında. Dünya literatürü bunu “stres altındaki piyasalar” olarak değerlendiriyor. Bu büyük resmi ortaya koyarken erken müdahale, sürdürülebilir önlemler ve potansiyel cari açıkları önlemek çok önemli.

Biz dernek olarak bakış açımızı genişletmeye çalışıyoruz. Konut ve gayrimenkul alanındaki global verilere baktığımızda 5 tane küresel etken görüyoruz. İklim değişikliği birinci sırada. İnsan sermayesinde değişim önemli bir etken. Bunun yanında konut krizi, jeopolitik değişimler ve bunlardan da sermaye piyasalarıyla bu çemberden çıkma olarak beş unsur sayılıyor.

Dünyada neler oluyor? Neden konut krizi ya da açığı var? Her hafta 1,5 milyon insan şehir hayatına katılıyor dünyada. Küresel gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 85, hatta bazı raporlara göre 90’ı şehirlerde oluşuyor. Nüfusu 20 milyonun üzerinde 10 mega şehir var. 10 milyonluk nüfuslu 37 şehirden 22’si Asya’da. Peki bu oyunda bir neredeyiz?

Verilere göre konuta erişimde zorluğu yalnızca biz yaşamıyoruz. Bu durum 6 milyar insanı sarıp sarmalamış durumda. 2030 yılına kadar da 3 milyar insan bu sıkıntıdan mustarip olacak. Bunun yanında 100 milyon insan da şu an evsizlik sorunu yaşıyor. Tüm bunlarla birlikte barınma krizine doğru ilerliyoruz. Dünya literatürü, ‘konut satılabilirliğini kolaylaştırmak istiyorsak günübirlik çözümlerden vazgeçmemiz gerekir. Elbette kısa vadede pansuman gerekli ama bunlar mikro çözümler. Konuta erişimin zor olduğu toplumlar için mutlaka uzun vadeli ekonomik istikrar gerekiyor.”

Konuta erişim sorununda sektör paydaşlarının seferberlik hâlinde olması gerektiğini vurgulayan Neşecan Çekici, GYODER özelinde oluşturdukları çözümleri şöyle sıraladı:

“Bu tek başına yapılacak bir iş değil. Çözüm noktasında herkes elini taşın altına koymalı. Arz – talep dengesi hangi konuda bozulursa bunu dengeye getirmek yıllar alır. Bozulan süreç hepimize mal olur. Buna dikkat etmemiz gerekiyor. Demografik değişiklikleri göz önüne almalıyız. Solo yaşamlar ciddi şekilde artıyor. Aile bireyleri ile yaşamada azalış var. Bu verileri sektörel sorunlarımızın içindeki kalkınma planlarımıza koymamız gerekiyor. Bireysel çözümler ve atıl cevaplar kalıcı çözüm değil. Ekonomik kalkınma gerekiyor. Gayrimenkul sektörü Türkiye ekonomisinin kalbidir. Böyle yaklaşarak doğruyu buluruz. Barınma krizine yönelik çözüm önerilerimizi GYODER olarak daha önce belirttik. Uzun vadede stratejik plan öneriyoruz. Bunun için de konut ve gayrimenkul politikasını öneriyoruz. Bunların içinde hazine arazilerini ödünç alma, arsa mülkiyetini kiralama var, tasarruf sandıklarının desteklenmesi var. Finansal çözümlerimiz noktasında Türkiye Konut ve İpotek Bankası önerimiz var. Uzun vadede konut kredi ve para politikasını ülkenin ekonomi politikasına entegre etmek için ciddi manada konut edinimini kolaylaştırıcı bir sisteme ihtiyaç var. Gayrimenkul sertifikaları, gayrimenkul yatırım fonları ve gayrimenkule dayalı tahviller gibi birçok enstrümanın hayata geçmesi gerekiyor. Bunların altyapılarını hazırlıyoruz. Atıl konutların vergilendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kiracılar için vergi indirimi olmalı. Hukuki süreçler hızlandırılmalı. Kentsel dönüşüm ve depreme hazırlık fonu adı altında bir yaklaşımımız var. Bu fon dönüşüm süreçlerinin hızlanmasını sağlıyor. İnşaat şirketlerinin kurumsallaştırılması gerekiyor. Buranın mali yapısının direncinin artırılması lazım. Firmaların mali güç performansları artmalı. Katılımcı yaklaşımlara ek olarak tüm sektör aktörleri olarak iş yapış modellerimizin değişmesi şart.”

PROJE BİLGİ FORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Ayla Özer
365 YAZI