7 Mayıs 2024 Salı
Ana SayfaYazar2013 Yeşil Binalar yılı olacak

2013 Yeşil Binalar yılı olacak

 

 

İddialı bir başlık, bir cümle gibi gözükse de evet, 2013 Yeşil Binalar yılı olacak.  Neden diye sormak yaşlı dünyamızın geldiği şu noktada abesle iştigal olur biraz. Ne yazık ki üstünde yaşadığımız gezegenin kaynaklarını, bize sunduklarını iyi kullanmadık; deyim yerindeyse hoyrat kullandık. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyorsak hemen şimdi aksiyona geçmemiz gerekli.

Şimdi adım adım yeşil binalara doğru ilerleyelim. Yeşil binalardan önce tabii sürdürülebilirlik kavramına değinmemiz gerekli. Sürdürülebilirlik gün geçtikçe daha da önem kazanan bir kavram haline geliyor. Dünya nüfusu ve enerji tüketiminde meydana gelen artışla küresel ısınma ve beraberinde gelen çevresel ve toplumsal sorunlar, yaşamımızı ileride daha da çok etkileyecek konular olarak öne çıkıyor. Bu etkiler ekonomi ile de yakından ilgili. Kurumların gelecek stratejileri içerisinde, varlıklarını sürdürmeye yönelik politikalar, artık iklim değişikliği süreçlerini de kapsayacak şekilde hazırlanıyor. Geçmişten günümüze, günümüzden geleceğe taşınacak kurum politikaları içerisinde sürdürülebilirlik rekabet stratejileri de oluşturulmaya başlanıyor.

Bugün Soyak adı, “sürdürülebilirlik” ile birlikte anılmaktadır. Yalnız gayrimenkul değil enerji, çimento ve döküm sektörlerindeki faaliyetlerimizi de sürdürülebilir yaşam anlayışı doğrultusunda çevreye ve toplum değerlerine saygılı olarak yürütüyor ve kurum kültürümüzün bir parçası olarak sürekliliği olan sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyoruz. Çevre ve eğitim konularında projeler üretiyor, sürdürülebilir yaşam yaklaşımıyla sertifikasyon çalışmaları yapıyor, enerji verimliliği ve yeşil bina gibi konularda araştırmalar yaparak projelerimizi bu yaklaşımla hayata geçiriyoruz. Dünyanın geleceğine katkı sağlayan çevreci uygulamaların etki alanımızda olan bütün bölgelerde yaygınlaşması için çalışıyoruz ve bununla gurur duyuyoruz. Bunu gelecek nesillere olan borcumuz olarak görüyoruz.

Peki neden sürdürülebilir yapılar yani çevre dostu yeşil binalar inşa edilmeli? Türkiye’de, 2011 yılında ekonomide öngörülen sürdürülebilir büyüme süreci, sadece inşaat sektörüne yüzde 8-10 arasında bir büyüme rakamı olarak yansıyor. En hızlı büyüyen sektörlerden biri olan inşaat sektörü, önümüzdeki dönemde de hız kesmeyecek. 2010’da %76 olan kentleşme oranının, 2015’te %79 olması; kentli nüfusun da 55,7 milyon’dan, 61 milyona çıkması bekleniyor. Konut ihtiyacının ise bu doğrultuda, 2010-2015’te yılda 550-600 bin arası olacağını söyleyebiliriz. Konut talebindeki istikrarlı artış beklentisinin sadece ekolojik değil, ekonomik ve sosyal boyutları da bulunmaktadır. Mesela, karbondioksit gazının dünyadaki salımının yüzde 50’si binalara ait. Enerjinin yüzde 40’ının da binalarda kullanıldığı göz önüne alındığında konunun önemi çarpıcı bir biçimde ortaya çıkıyor. Mevcut binalarda yapılacak ısıtma verimliliğini artıracak uygulamalarla binalarda yüzde 25’lik bir iyileşme sağlandığı takdirde, Türkiye yılda yaklaşık 6 milyar dolarlık tasarruf edecek.

Bu yüzden İnşaat firmalarının iş yapış biçimlerini, kullandıkları malzemeden, tedarik zincirine kadar bu anlayışla düzenlemeleri büyük önem taşıyor. Sürdürülebilir yaşam, kaliteli yaşam kültürününoluşmasına katkı sağlamak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmaktır.Bunun için de bu dünyada yaşayanlar olarak hepimizin üzerimize düşen önemli sorumluluklar vardır. Yaşamın sürekliliğini sağlamak için, fiziksel ve sosyal olarak sürdürülebilir bir toplum vizyonu yaratmak gerekli diye düşünüyorum.

 

 

Bu konu geçtiğimiz ay İstanbul’da düzenlenen 2. Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi’nde bu konu enine boyuna tartışıldı. 21. Yüzyılın şehirlerinde sürdürülebilir ve yeşil binaların önemi daha da artacak. Ve 21.yüzyılda inşa edilecek olan binaların geleceğimiz için daha sürdürülebilir olacağına inanıyoruz. Ancak buradaki kritik başarı faktörü, yeşil dönüşüm için toplumsal farkındalıktır. Herkesin sorumluluklarını yeniden tariflemesi için artık masaya yatırma zamanı gelmiştir. Bu yolda kullanılacak yeşil bina ve sertifika kavramlarının içi boşaltılmadan kullanılması gerekmektedir.

Burada size örnek bir rakam da vermek isterim. Zirvedeki oturumlardan birinde 125 kişi üzerinden gerçekleştirilen sokak röportajları film olarak gösterildi. Yeşil bina ve yeşil şehirler kavramları insanlara sorulduğunda 12 kişinin bu kavramlara aşina olduğunu ve içeriğini bildiğini gördük. Buradan şu önermeyi çıkarmamız son derece önemli. Yeşil dönüşüm sadece teknik ve çevrecei bir mesele değildir. Aynı zamanda topyekun bir davranış değişikliğidir.

 

 

PROJE BİLGİ FORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Avatar photo
363 YAZI