Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) her ay açıkladığı Hazır Beton Endeksi ile Türkiye’de inşaat sektöründeki ve bağlantılı imalat ve hizmet sektörlerindeki mevcut durumu ve beklenen gelişmeleri ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün en temel girdilerinden biri olan ve aynı zamanda üretiminden sonra kısa bir süre içinde stoklanmadan inşaatlarda kullanılan hazır betonla ilgili bu Endeks, inşaat sektörünün büyüme hızını ortaya koyan en önemli göstergelerden biridir.
THBB, her ay merakla beklenen Hazır Beton Endeksi’nin 2021 Şubat Ayı Raporu’nu açıkladı. Geçen yılın normalleşme adımları ile yükselişe geçen inşaat ve hazır beton sektörü, yılın ilk ayında bir miktar gerilemiş olsa da şubat ayında hareketlenerek eşik değere yaklaşmıştır. Sektör 2021 yılına hem beklentisi hem de güveni yüksek başlamış, şubatta da bu durum devam etmiş görünmektedir. Bu ay, faaliyet ile beklenti arasındaki marj kapanmış, beklenti düşse de eşik değerin üzerinde kalmıştır.
Hazır Beton Endeksi Şubat Ayı Raporu verilerine göre şubat ayında beklenti ve güvende geçen yıla kıyasla bir yükseliş görülmektedir. Beklentideki gerilemeye rağmen geçen yıla kıyasla beklenti düzeyi hâlen yüksektir. Faaliyet Endeksi ise diğerlerinin aksine azalış göstermiştir. İşlerdeki mevsime bağlı yavaşlamaya rağmen sektörün güveninin ve beklentisinin yüksek kalmasında, Türkiye’de geçen hafta atılan normalleşme adımlarının etkisinin olduğu tahmin edilmektedir.
İnşaat sektörünün yoluna devam etmesi enflasyonda istenilen noktaya gelmesine bağlı görünmektedir
Raporun sonuçlarını değerlendiren THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, “Türkiye’de geçen hafta atılan normalleşme adımları, mevsime bağlı işlerdeki yavaşlamaya rağmen sektörün güveninin ve beklentisinin yüksek kalmasında etkisi olmuştur.” dedi.
Ekonomi yönetiminin yeni politikasını değerlendiren Yavuz Işık, “Ekonomi yönetiminin yeni politikası, uluslararası yatırım derecelendirme kuruluşlarınca dikkat çekici bulunmuş, bu politikanın geçen yıl düşen uluslararası rezervlerden, yüksek cari açık ve kötüleşen yatırımcı güveninden kaynaklanan kısa vadeli dış finansman risklerini hafifletmeye yardımcı olduğu ifade edilmiştir. Beklenti, son dönemdeki enflasyon odaklı bir politika setini uygulamaya koyan Türkiye’nin, yani faizi aşağı çekmede aceleci davranmayacağının sinyalini veren ekonomi yönetiminin bu şekilde yoluna devam etmesidir. Bu koşullar altında Türkiye ekonomisinin ağır faiz yükünün etkisinde kalmaması için bir an önce enflasyonun istenilen noktaya gelmesi gerekmektedir. İnşaat gibi diğer sektörlere kıyasla faize çok daha hassas olan bir sektörün yoluna devam etmesi buna bağlı görünmektedir.” diye konuştu.