Finansal enstrümanlar kullanılmalı
Hasan Rahvalı reel piyasanın artık farklı ihtiyaçları olduğunu ve 2023 vizyonu için bu ihtiyaçların karşılanması gerektiğini belirterek, Akdeniz İnşaat- Aktif Bank ortaklığı için şunları söyledi:
“Aktif bank ile diğer projelerimizde de işbirliğimiz var ama özellikle İstanbul Finans Merkezinde bir iş ortaklığımız oluştu. SPV olarak adlandırdığımız özel amaçlı müşterek kurduğumuz bir şirket üzerinden İstanbul Finans Merkezi faaliyetini yürütüyoruz. Bu projeye mahsus bir ortaklık. Burada İstanbul Finans Merkezi’nin konseptine uygun olarak da kendi kendini finanse eden bir proje diyoruz biz buna. Bir sukuk ihracı yaptık. Aslında üç defa yaptık. Üç defa yüzer milyon liralık sukuk ihracı yaptık. Türkiye’de bir ilktir. Niçin Aktif Bank’ı seçtik? Aktif Bank bildiğimiz kadarıyla Türkiye’de finansal enstrümanları en fazla ihraç eden banka. Yatırım bankası. Türkiye’de reel sektörün artık bankalardan klasik kredi kullanma yerine, bu tür finansal enstrümanları kullanarak ve işbirliği yaparak projelerini finanse etmeleri gerekiyor. Dolayısıyla bizde bu modelin bir nevi önceliğini yaparak, ilk defa gayrı menkul sektöründe böyle bir birliği realize etmiş olduk. Oldukça da başarılı oldu. İhraç ettiğimiz sukuk yarım saat sürmedi satışı. Yani banka aracılığıyla dört katta talep aldık. Şu anda gayet güzel gidiyor. İFM projesi hem bizi, hem işbirliği yaptığımız Aktif Bank’ı heyecanlandıran bir proje. Çünkü dünyada 2023 yılında onuncu ekonomi olmayı hedefleyen ülkemizde finans sektöründe kırkbeşincilikte kalarak bunu gerçekleştirmesinin imkanı yok. Yani Türkiye’de finans marketinin oluşması lazım, bunun içinde İFM son derece stratejik bir proje. Biz buraya heyecanla katıldık ve faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Planlanan şekilde 2017 sonu 2018 başında da burası faaliyete geçmiş olacak. Bu şekilde reel sektör çeşitli finansal enstrümanları kullanarak çok daha uygun şartlarda borçlanabilecek. Yani Türkiye’de şimdi borçlanma maliyeti yüksek olduğu için müteşebbüslerin bir çok projeleri erteleniyor. Uygun şartlarla borçlanma imkanı olursa yatırımlar da daha farklı bir heyecanla ivme kazanacaktır diye düşünüyorum. Yani 2 Trilyon dolarlık ekonomiyi hedefleyen Türkiye’nin bir finans merkezi ne kesin ihtiyacı var. Sadece Türkiye’nin değil, İFM bölge ülkelerine de hizmet edecek. Bölge ülkelerinin kapitalini burada değerlendirme imkanı bulacağını ön görüyoruz. Keza finansa ihtiyacı olan bir Afrikalı proje gelip İstanbul’dan finans arayacak dün Londra’dan aradığı gibi. Birliğimiz Aktif Bank ile bu yönde. “
Hafriyatın %90’ı tamamlandı
Projenin ihale sürecini anlatan Rahvalı, projelerini şu şekilde anlattı:
“Finans merkesi projesi zaten bir bütün. Oradaki bize ait bölümün edinimi oradaki altyapının tamamlanmasına endeksli olarak bize verilmiş oldu. Bu neyi kapsıyor? 8 buçuk milyon metreküp bir hafriyatın yapılması ki bunun %90’ını geçmiş durumdayız. Bunun dışında ortak kapalı otoparkları yapıyoruz takribi 600 bin metrekare bir alanı kapsıyor. Metro istasyonu var. Ortak alanların peyzajı ve bu rekrasyon yerleri olarak adlandırılan yerlerdeki ticari üniteler yapılacak. Ve takribi 200-250 bin metrekare aralığında bir kapalı saha, bunun bir kısmı ofis, kongre merkezi , alışveriş üniteleri, bunları da biz yapmak veya kiralamak suretiyle değerlendireceğiz. “
Belediye tescili için torba yasa bekleniyor
Mahali idarenin hangi belediyeye ait olduğuna dair muğlaklıkların olduğunu belirten Rahvalı:
“Ruhsatımız hazır ama hangi belediye yetkili sanıyorum onu torba yasa belirleyecek. Ataşehir ile Ümraniye arasında hangi belediyeye ait olduğuna dair tereddütler var. Onlar giderildiğinde, projemiz Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylandı, mahali belediyenin onayını bekliyor. O onay ile birlikte biz kurumsal yatırımcılardan başlamak üzere gayrı menkullerimizin satışına başlamış olacağız. Şu anda talepler var. Bir ön talep şeklinde tüketiciye yönelik bir çalışmamız olmayacak. Kurumsal alıcılar daha ziyade, talipler belli, dünyanın belli başlı yatırım bankaları. Körfezden bireysel ve kurumsal yatırımcılar var. Satış ile ilgili bir problem yok. Hatta “ne zaman çıkıyorsunuz?” sorusuna muhatap oluyoruz uluslar arası yatırımcılar tarafından. Ekim ayı içerisinde finansmanını yapmış olacağız. Bütün ticari alanlar ve ofis alanları 250 bin metrekare civarında . Sadece bir bloğumuz rezidance olacak. Kompleks birkaç blok olacak. “ şeklinde konuştu.
Sermaye piyasasının enstrümanlarını dikkate alıyoruz
Projelerin ortaklarından Aktif Bank’ın projeye yaklaşımını anlatanAktif Bank Kurumsal Bankacılık Gurubu Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Erdal Gürcan şunları söyledi:
“Biz aktif Bank olarak konvansiyonel bankacılık çalışmalarında bulunmuyoruz. Ülkemizde birçok banka var konvansiyonel bankacılığı yeterince yapıyorlar. Ama gördük ki bu bankalar, bazı büyük projelerde klasik yaklaşımlarla müteahhitlerin, yüklenicilerin veya geliştiricilerin ihtiyaçlarına karşılık veremiyorlar. Mevcut enstrümanlarla da buna karşılık veremiyorlar. Aktif Bank olarak bizler sermaye piyasası enstrümanlarını da dikkate alarak onlara eksiklikleri giderip sıkıntıları tespit ederek bazı ürünler geliştirdik. Bu ürünlerle marka olmuş Ağaoğlu İnşaat ile bir araya geldik. Onların yapım yönetim tecrübelerini de dikkate alarak, bizim de finansal ürün geliştirme bankacılık ihtiyaçlarını da ortaya koyarak bir birliktelik yarattık. “
İdareye karşı yeni kurulan şirket sorumlu
Bu projeyle ilgili kurdukları şirketin Türkiye’de bir ilk olduğunu söyleyen Gürcan:
“Dünyada çok yapılan fakat Türkiye’de olmayan bir yapı vardı SPW. Bankalar müşterilerine kredi verirken veya ihtiyaçlarını karşılarken, şapkası hep kreditör şapkasıyla karşı tarafta hep müşteri şapkasıyla yaklaşıyordu. Bu yapıda da hiçbir zaman yeni şirket kurulmuyordu, mevcut şirkete kredi alıyorlardı ve bu krediyi de havuza alıyorlardı. Bu havuz içerisinde de bu fonların A projesine de gitme ihtimali var b projesine de. Müteahhitler de bunu kendi nakit akışına göre ayarlıyorlardı. Şimdi ise Türkiye’nin ve dünyanın en önemli projelerinden bir tanesi İFM projesinde, bu projeye özel bir şirket kurduk birlikte.Bankamızın girişimi olan Emlak Girişim AŞ isimli bir emlak şirketi var. Ağaoğlu’nun da Akdeniz İnşaat şirketi ortak bir şirket kurduk İFM taahhüt AŞ. Bu şirket bu projeyi yapıyor, yönetiyor, geliştiriyor, hepsini birlikte yapıyor. Ve idareye karşı da bu şirket sorumlu. Kurmuş olduğumuz bu şirket diğer projelerden bağımsız sadece bu projeyi yapmak üzerine kuruldu. Projenin finansal ihtiyaçları bankamız tarafından karşılanıyor, inşaat işleri, geliştirme, pazarlama, bürokratik işler gibi işler ise Akdeniz İnşaat tarafından sağlanıyor. Bu şirketin dünyada çok uygulaması var ancak Türkiye’de ne yazık ki yok. Hatta önünde engeller var. Bizim bu ilk yaptığımız örnek inşallah önündeki engelleri de aşacak. Önündeki en büyük engellerden bir tanesi de şu, SPW’nin ortakları bir tanesi Türkiye’nin en büyük ve en önemli markası Akdeniz İnşaat, Ağaoğlu Grubu, diğeri de yatırım bankası olarak bizleriz fakat geçmiş referansları ve işleri olmadığı için idare nezdinde yeterliliği olmayan şirket olarak görünüyor. Halbuki tam tersi en fazla yeterliliği olması gereken şirket olması lazım. Buna benzer şeyler aşılırsa SPW’lerin de kurulması artacaktır. Bankamızın yaklaşımında buna benzer gelir ve kar paylaşımlı işler var. Bugüne kadar teknoloji alanında, madencilik alanında işler yaptık.” Şeklinde konuştu.
Passolig’de Aktif Bank'tan
Yaptıkları diğer projeleri de tanıtan Gürcan şunları söyledi:
“Gayrimenkul alanında küçük bir projeyi bitirdik. Bu yürüttüğümüz önemli bir proje. Bunun dışında da değerlendirme aşamasında olan projelerimiz var. Firmamız piyasada hiç yapılmayan işleri de yapıyor. Passolig Türkiye’de yine çok önemli bir sorunu ortadan kaldıran, sporda şiddeti kaldıran kanunların hükümleri çerçevesinde, süper lig ve birinci ligde yaklaşık 36 kulübün oynadığı statlarda e-bilet uygulamasına geçilmesi projesi. Bankamızın iştırakı bir şirket ihaleye girerek bu projeyi yüklendi. Bu projeye göre bütün statlara girebilmek için seyirciler bir pasolig kartı adı verilen e-bilet uygulaması olan bir kart satın alıyorlar ve internet ortamından biletlerini satın alarak maçlara girebiliyorlar. Bu neyi getiriyor? Maçlar sırasında ortaya çıkabilecek şiddete dönük olaylarda kulüplerin ceza almasını ortadan kaldırıyor, şahısların ceza almasını gündeme getiriyor. Küfürün, şiddetin sahibi şahıs tespit ediliyor ve cezalandırılıyor. Bir daha maçlara alınmıyor. Dolayısıyla statlarda artık maçlara ailelerimizle çocuklarımızla rahat rahat girebileceğiz. Ve bu şekilde daha güvenli bir ortam sağlanacak. “
