Türkiye’nin topraklarının yaklaşık yüzde 66’sının, nüfusun da yüzde 71’inin birinci ve ikinci derece deprem bölgelerinde yaşadığına işaret eden Kurum, bugün için ülkedeki 5-5,5 milyon yapının dönüşmesi gerektiğini bildirdi. Kurum, “Bu 2025 yılında 7,5 milyon yapıyı öngörüyor. Dolayısıyla bizim bu yapıları bir an önce dönüştürmemiz şart. Bu kaçınılmaz bir gerçek.” diye konuştu.
2012’de Erdoğan’ın öncülüğünde kentsel dönüşüme ilişkin yasa çıkarıldığını hatırlatan Kurum, “2012’den beri yaklaşık 550 bin konutun dönüşümü sağlandı. Önümüzde daha yapılması gereken çok iş var.” dedi.
Vatandaşın da kendilerinin de 20-30 katlı dönüşüm projeleri istemediğinin altını çizen Kurum, “O, gecekondu yaşamı içerisinde belki kendi içerisinde mutlu bir yaşam da sürüyor, belki sosyal ihtiyaçlarını tam anlamıyla gideremese de en azından mutlu. Bizim yine kültürümüzü, örf ve adetlerimizi yaşayabileceğimiz yeni mekanlar ve kentler inşa etmemiz gerekiyor. O yüzden de bizim kentsel dönüşümde stratejimiz şu, kesinlikle imar artışı olmayacak, eğer olacaksa da yüzde 20-25’i de geçmeyecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Kurum, yeni yapacakları binaların 4 ya da 5 katlı olacağını vurgulayarak, insanların sosyal ilişkiler içerisine girebildikleri, içinde camisi, millet bahçesi, parkı, meydanı, okulu bulunan örnek şehirler inşa etmek istediklerini anlattı.
İmar Barışı’nda güncel başvuru sayısı 8.6 milyonu bulurken yıl sonuna kadar olan beklenti büyük..
İmar barışıyla ilgili güncel bilgileri paylaşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum bugüne kadar yaklaşık 8 milyon 600 bin vatandaşımız uygulamadan faydalanmak amacıyla başvuru yaptığını belirterek bugüne kadar toplanan paranın 6 milyar lira olduğunu söyledi. Bakan Kurum 31 aralık tarihine kadar 14-15 milyon vatandaşın imar barışına başvurmasını beklediklerini belirtti.
Atatürk Havalimanı’nın olduğu yer Millet Bahçesi olacak
Atatürk Havalimanı’nın 14 milyon metrekare büyüklüğünde olduğunu anımsatan Bakan Kurum buraya millet bahçesi yapılacağını, büyük pistin bir kısmı kullanılacağını söyledi. Hiçbir şekilde yeni bina yapılmayacağını dile getiren Kurum “mevcut binaları kullanacak şekilde içinde düzenleme yapacağız.” dedi.
81 ilde Millet Bahçesi yapılacak
81 ilde en az bir millet bahçesi yapmayı hedeflediklerini dile getiren Bakan Kurum sadece İstanbul’da yapılan millet bahçeleriyle şehirde kişi başı yeşil alan miktarını yüzde 10 artıracaklarını belirtti.
İstanbul’da hafta sonu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla 5 millet bahçesinin açılışını gerçekleştireceklerini söyleyen Bakan Kurum millet bahçeleri projeleriyle birlikte İstanbul’a 1.5 milyon metrekare yeşil alan kazandıracaklarını açıkladı.
Bakan Kurum Ankara’da hayata geçirilecek Millet Bahçesi projeleriyle birlikte Başkentte kişi başına düşen yeşil alan miktarının yüzde 7-8 civarında artacağını söyledi.
Yüksek katlı binaları istemiyoruz!
Az katlı, yatay mimariye ve şehre uyacak projeleri önemsediklerinin altını çizen Bakan Kurum, “Belediye başkanlarımıza şunu söylüyoruz, yüksek katlı bina kesinlikle istemiyoruz. Bunun takipçisiyiz ve bu noktada yüksek bina yapılmasına müsaade etmeyeceğiz.” diye konuştu.
Kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin soru üzerine Kurum, bu noktada yapılacak yeni düzenlemeye ilişkin tasarının Meclise sunulduğunu hatırlattı.
Kurum, bu düzenlemeye ilişkin, “Kentsel dönüşümde bu işi yapacak firmanın teknik ve mali yeterliliğinin olması gerekiyor. Yoksa yarıda kalan işler veya bu işe hiç başlamak istemeyen firmalar veya yerel yönetimlerimiz var. Dolayısıyla bu işleri yapacak firmaların teknik ve mali yeterliliklerinin aranması gerekiyor, bu projeye başlamadan önce. Bu düzenleme sonrasında biz müteahhitlerimizi sınıflandıracağız.” diye konuştu.
İşlerin yarıda kalmaması açısından gücü olanın bu işe girmesi gerektiğini belirten Kurum, şöyle devam etti:
“Bu neticede bir kentsel dönüşüm projesi; buraya gücünüz varsa, bu inşaatı yapabilecek teknik yeterliliğiniz varsa girmeniz gerekiyor. Dolayısıyla buna ilişkin bir düzenleme inşallah geliyor. Bu düzenlemede bu işi tamamlayacak ‘tamamlama sigortası’ veya Bakanlığın belirlediği bir yeterliliği sağlaması gerekiyor. Bu yeterliliği sağlayan firmalar dönüşüme girecekler. Dolayısıyla vatandaşlarımızın bu noktadaki mağduriyetini de engellemiş olacağız.”
Şehirlerimizde önümüzdeki 50 yılın planını yapmak istiyoruz
Çok proje yapmak zorunda olmadıklarına ama yapılanların da örnek olması gerektiğini dile getiren Kurum, “mekansal strateji planı”nın önemine işaret etti.
“Ülkemizin, şehirlerimizin önümüzdeki 50 yılını planlamak istiyoruz.” diyen Kurum, bu yüzden mekansal strateji planının kendileri için çok büyük önem arz ettiğini söyledi.
Murat Kurum, bu planlamada kentsel dönüşümün, 7 bölgedeki mimari kültürün estetiğini yansıttığı değerlerin de bulunacağını vurguladı.
“Sultanahmet Meydanı”ndaki yapılaşmanın örnek alındığı, içinde bisiklet ve yürüyüş yolunu zorunlu hale getiren bir mekansal plan hazırlamak istediklerini belirten Kurum, şöyle devam etti:
“Böylelikle lojistik, ulaşım, tarım, turizm ve sanayi anlamında doğru yer neresi, ihtiyaç olan neresi, nüfusumuz hangi yöne doğru büyüyor, şehirlerin ihtiyaçlar nedir? O planda bunları inşallah koyacağız. Önümüzdeki 2023’ü, 2053’ü, 2071’i planlayacak bir planlama olacak. O yüzden biz bu mekansal planı çok önemsiyoruz.”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, arıtma tesisleriyle ilgili Bakanlık olarak cezai işlem yaptıklarına da değinerek, “En son hafta sonunda bakan yardımcımız gitti, arıtma tesisini çalıştırmayan, eksikliği olan işletmelere, belediyelere cezaları kestik, 500 bin liraya yakın bir ceza kestik.” ifadesini kullandı.
Mekansal planların oluşturulmasında yerel yönetimlerin rolü ve katkısının ne olacağına ilişkin soru üzerine Kurum, bu konuda yerel yönetimlerin çok önemli olduğunu vurguladı.
Kurum, 1994’te İstanbul’da çöp dağlarının olduğunu, insanların maskelerle gezdiğini anımsatarak, Türkiye’yi sosyal belediyecilikle 1994’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tanıştırdığını söyledi.
Sosyal belediyecilikle birlikte, özellikle son 16 yılda Türkiye genelinde çevre ve şehirlerle ilgili vatandaşların sorunlarını çözmeye dönük çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Kurum, bu noktada kayyum belediyelerin yürüttüğü çalışmalara dikkati çekti.
Hem vatandaşın hem de devletin içinde bulunduğu kentsel dönüşüm modeliyle kimseyi mağdur etmeden dönüşümü sağlamalıyız
Kentsel dönüşümün “100 metrekare dairem var. Dönüşüm yapıldığı zaman 150 metrekare alayım, binam, evim yenilensin. Müteahhit bundan para kazansın.” şeklinde algılanmaması gerektiğine değinen Kurum, dönüşümde mutlaka altyapının, sosyal donatı ihtiyaçlarının düşünülmesi gerektiğini söyledi.
Kurum, Mekansal Strateji Planı, kentsel dönüşümle ilgili planların çok önemli olduğunu dile getirerek, kentsel dönüşüm yapılırken bunun nasıl olacağının, altyapısının çok iyi tespit edilmesi gerektiğini anlattı.
“Kentsel dönüşüm projelerinde vatandaşın da müteahhitin de işin içinde olması gerekiyor. Bakanlık olarak devlet olarak bizim de işin içinde olmamız gerekiyor.” diyen Kurum, Bakanlık olarak kentsel dönüşüm çalışmalarında kira, faiz desteği sağladıklarını, gerektiğinde yüzde 20, yüzde 25 imar artışına müsaade edildiğini, vergi, harç muafiyeti sağlandığını aktardı.
Vatandaşın da bu noktada gereken özveriyi göstermesi gerektiğini vurgulayan Kurum, “Vatandaşın da Bakanlığın da devletin de içinde olduğu bir dönüşüm projesi düşünüyoruz.” ifadesini kullandı.
En son Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla Esenler Belediyesine rezerv alanlar verildiğini hatırlatan Kurum, bu alanlar içerisinde sadece Esenler’i değil, bölgenin tamamını ilgilendirecek rezerv konutların yapılabileceğini bildirdi.
Bakan Kurum, “En son Esenler’de Havaalanı Mahallesi’nin hemen yanında askeri bir alan var. Çok büyük bir alan. İnşallah orada da bir Millet Bahçesi yapıyoruz. Bu alanda biz rezerv konut üretip vatandaşımıza ister yerinde oturmak isteyene yerinde taşınmak isteyene hemen yanı zaten, yanında rezerv konut üreteceğiz.” dedi.
Bu konutların yatay mimarisiyle, kültürü yansıtan örnek şehircilik projeleri olacağına dikkati çeken Kurum, vatandaşların rızası olmadan kentsel dönüşüm projelerine girilmediğini vurguladı.
Bakan Kurum, “Vatandaşımızı mağdur etmeden bu dönüşümü yapmamız gerekiyor. Zaten devletimiz, Cumhurbaşkanımız bu noktada gerekli finansmanı Bakanlığımıza sağladı. Biz de projelere destek veriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Sıfır Atık ile ilgili önemli düzenlemeler yapılıyor
Çevre ve atık yönetimiyle ilgili düzenlemeleri içeren kanun teklifinin, dün TBMM’ye sevk edildiğinin hatırlatılarak, “Naylon poşetlerden ücret alınması uygulaması ne zaman başlayacak ve nasıl takip edilecek? Bu düzenlemenin çevre kirliliğinin önlenmesine katkısı ne olacak? Yeni dönemde çevre cezalarında artış olacak mı?” sorusu üzerine Kurum, teklifte çevreye yönelik önemli düzenlemelerin yer aldığını belirtti.
Konuya ilişkin gerekli istişarelerin yapıldığını anlatan Kurum, belediye başkanlarının da görüşlerinin alındığını dile getirdi.
Bakan Kurum, “Sıfır atıkla ilgili önemli bir düzenleme yapıyoruz, buna teşvik getiriyoruz, depozito uygulaması getiriyoruz.” ifadesini kullandı.
Daha önceki yıllarda su, süt şişelerinin biriktirildiğini, bunların depozitolarının alındığını anımsatan Kurum, şimdi ise bu şişelerin toplanma ihtiyacının hissedilmediğine işaret etti. Teklifte, buna ilişkin hükümler bulunduğunu aktaran Kurum, plastik poşet konusunun da önemli olduğunu vurguladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, şöyle devam etti:
“Verilere göre, 2050 yılında plastik atık miktarı, denizlerdeki balık sayısını geçecek. Bu önemli bir veri. Pet şişe 400 yıl, cam şişe 4 bin yılda, metal kutu 10 yılda, plastik poşet 100 yılda geri dönüştürülüyor ve plastik poşeti geri dönüştürebilmenin maliyeti ürettiğinizden daha fazla. Yılda yaklaşık 30, 35 milyar adet plastik poşet tüketiyoruz.”
Kurum, 2019’dan itibaren başlayacak düzenlemeyle poşetlerden 25 kuruş ücret alınacağını bildirdi. Temel hedefin plastik poşet kullanımını azaltmak olduğunun altını çizen Kurum, “Türkiye’de bir kişi, yılda ortalama 440 plastik poşet kullanmakta. Poşetleri ücretli hale getirerek kişi başı kullanımı 2019’da 440 adetten 90’a, 2025 yılında ise 40’a düşürmeyi hedefliyoruz. Böylelikle yüzde 90 tasarruf sağlamış olacağız.” diye konuştu.
Kurum, vatandaşların da bu konuda bilinçlendirileceğini ifade etti.
Önceki dönemlerde bez çantaların, filelerin kullanıldığını, alışverişin bunlarla yapıldığını anlatan Kurum, “Eski pazar çantalarımıza geri dönmek istiyoruz.” dedi.
Denizlerdeki plastiklerin 2050’de balıklardan daha fazla olacağının ürküttüğüne işaret eden Kurum, bunun azaltılmasının da hedeflendiğini dile getirdi. Kurum, bez çantaların, filelerin, kese kağıtlarının satılacağını, bunların kullanılacağını söyledi.
Bakanlık ile çevre ve şehircilik il müdürlüklerince denetimler yapılacağını bildiren Kurum, uygulamayı yapmayan işletmelere de ceza kesileceğini belirtti.
Foça’da, Kocaeli’de denizlerin kirletilmesine yönelik yaşananları aktaran Kurum, Foça’daki deniz kirliliğinin temizlenmesi için 25 milyon lira bedel harcandığını, cezai işlem uygulandığını aktararak, şunları kaydetti:
“Deniz kirliliğine neden olan firmalara, gemilere de cezai işlemin miktarını 5 kat artırıyoruz. Kimse bizim denizlerimizi kirletmesin. Bizim 460 tane mavi bayraklı plajımız var ve dünya üçüncüsüyüz. Bunun sayısını biz artıracağız. Plastik poşetle ilgili marketlerimizi denetleyeceğiz, bu uygulamayı yapmayan marketlere de cezai işlem uygulayacağız.”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, teklifin yasalaşmasının ardından da yönetmelik yayımlanacağını sözlerine ekledi.