Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Marmara Depremi’nin 25’inci yılı dolayısıyla geçen yıl ağustos ayında AA’ya yaptığı açıklamaya göre Türkiye’deki konut sayısı 36 milyonu bağımsız birim olmak üzere 31 milyon civarında. Bağımsız birim, kat mülkiyeti veya irtifakı kurulmuş ana taşınmazın ayrı ayrı ve başlı başına oturulabilir bölümlerini ifade ediyor.
Buna karşılık Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) belirlemelerine göre 2024 sonu itibarıyla 86,7 milyon olan nüfus ve 3,11 kişi olan ortalama hane büyüklüğü baz alındığında ikamette olan toplam konut sayısı ise 27,5 milyon dolayında. Konut sayısının aynı kaldığı varsayılsa bile 2024 sonu itibarıyla yaklaşık 8,5 milyon konutta ikamet edilmiyor. Son yıllarda fahiş biçimde artan fiyatlar ve yüksek faizler nedeniyle aşırı pahalı kredi maliyetleri yüzünden ikamet için konut edinemeyen yurttaş sayısındaki artış paralelinde kiracılık oranı giderek yükselirken, üretilip satılan konutların da büyük bölümü, yatırım amaçlı konut alıp stoklayan varlıklı küçük azınlığın elinde toplanıyor.
Son yıllarda denenen çeşitli önlemlere rağmen fahiş kira bedelleri sorununun önüne geçilemezken, sosyal konut yapımına hız vereceklerini açıklayan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten “Kira zammı sorununu faizle değil konut arzını artırarak çözeceğiz” açıklaması geldi. Uzmanlar ise soruna köklü çözüm için boş tutulan konutlardan daha yüksek vergi gibi önlemlerin de yararlı olabileceğini dile getiriyor.
(Dünya Gazetesi köşe yazarı Naki Bakır’ın “Ülkede 8,5 milyon konut boş tutuluyor” başlıklı makalesinden alıntıdır)



