Geleneksel Mesir Macunu Şenlikleri’nde basın mensupları ile bir araya gelen Başkan Ferdi Zeyrek, Manisa sanayisinin gün geçtikçe geliştiğini, BYD firmasının da kentte yatırıma başlaması ile birlikte özellikle lojistikte yeni alanlara ihtiyaç olacağını öngördüklerini söyledi.
Zeyrek, “Akhisar ilçemizde demir yolu taşımacılığının kullanılacağı bir lojistik merkezi kurmak istiyoruz. Gelişen şehrimizin buna ihtiyacı var. Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nden şu an direkt Alsancak Limanı’na gidiyoruz. Alsancak Limanı dolu. Bu nedenle Manisa merkezin dışında yer alacak, Çandarlı ve Aliağa Limanları’na demir yolu ağı ile ulaşacak bir lojistik merkezi kurmak istiyoruz. Bu konuda Devlet Demir Yolları ile sözlü bir protokol yaptık. DDY ortaklığı ile bir şirket kurmak istiyoruz. En kısa zamanda yazılı protokole de dökmek istiyoruz. Bu konuda Yaşar Üniversitesi ile protokol imzaladık ve danışmanlık hizmeti alacağız. Yine deneyimlerinden faydalanmak istediğimiz Arkas Holding ile de görüşmelerimiz sürüyor. Lojistik Merkezi Manisa’nın geleceği olacak, sanayide yeni bir adım olacak. Lojistik merkezimizi sanayinin yoğunlaştığı Manisa merkezde değil, yoğunluğu çevre ilçelere taşıyıp oradaki sanayi alanlarını da güçlendirmek istiyoruz. Kamulaştırma alanını belirledik. Ben bir an önce bu yatırımın hayata geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Ciddi maliyetli yatırım olacak ama yeni bir lojistik merkezi ve serbest bölge ile birlikte Manisa bir bu kadar daha büyüyecektir” dedi.
Manisa’nın pek çok ilçesinde ve merkezde organize sanayi bölgelerinde sanayi kuruluşlarının kümelendiğini de dile getiren Zeyrek, OSB’lerin Manisa halkı ile bütünleşmesi ve halkın ihtiyacı olan sosyal alan yatırımlarında ellerini taşın altına koyarak yatırım yapmaları çağrısında bulundu.
Zeyrek bu konuda şunları söyledi:
“Yalnızca Manisa merkezde bulunan Manisa OSB’de 602 tane sanayi tesisi var. Manisa OSB, Avrupa’nın yatırım yapılabilecek en iyi OSB’si seçildi. Çok da nitelikli bir bölge. Ama kendi cumhuriyetlerini ilan etmişler. Bizden 1 metreküp su satın almazlar. Kendi arıtmaları var, kendi yollarını yaparlar. Sermaye sahipleri oradan para kazanıyor, beyaz yaka parasını başka şehirlerde harcıyor. İşçi sınıfının yükü Manisa’da kalıyor. Buna bir dur demezsek Manisa da tıpkı Sakarya ve Kocaeli örneğindeki gibi işçi şehri olarak kalır. Şehri buna dönüştürmek istemiyorum. Bu nedenle OSB’lerle devamlı ilişkilerimizi artırıp onların şehrimize hizmet etmesini ve yatırım yapmasını sağlamaya çalışıyoruz. Manisa’ya kültür merkezi yapabilirler, vatandaşlarımızın gidebileceği buz pateni kompleksi yapabilirler, yeni bir stadyum yapabilirler, bunların hepsini yapabilirler ama yapmıyorlar. Yapmaları için de gerekli olan girişimlerde her platformda bulunuyoruz. OSB’lerin kuruluşları, Ticaret Odası, Valilik ve Belediye’nin temsiliyeti ile başlar. Kendi yönetimlerini kurduktan sonra bu kurumlar yönetimden çekilirler, aksine kurumlarımızın çekilmemesi gerekiyor, yönetimde söz sahibi olması gerekiyor. Ben OSB’lerden bir şey istediğimde kendim için istemiyorum. Oradan gelecek 1 kuruş benim boğazımdan geçmez. Oradan gelecek 1 kuruş orada çalışan işçilerimize, şehrimize hizmet olarak dönmelidir. Bu noktada dirayetli ve dik duracağız. OSB’lerin artık şehir ile bütünleşmesi gerektiğini biliyorum.”
“Manisa’da turizmi geliştireceğiz”
Manisa’nın tarihsel ve kültürel yönden de çok zengin bir kent olduğundan da bahseden Zeyrek, “Manisa’da ülkenin tek jeoparkı var, Manisa paranın basıldığı ilk yer, çok tarihi bir kent. Bu kadar çok değere sahip olup da az ilginin gösterildiği illerden bir olmuş Manisa. Bu şehrin değerleri ortaya çıkarılmamış. Mesela ilimiz inanç turizmine çok açık. İncilde geçen 7 kilisenin 3’ü Manisa’da. Ama Hristiyanlar Meryem Ana’ya gelip hacı oluyorlar, oraya gelen turisti buradaki kiliselere getiremiyoruz. Böyle bir şey mümkün olamamış. Öte yandan arkeoloji alanında da zengin kaynağa sahibiz. Burada arkeolojik kazılara başladık. Antik kentlerimiz var, geçmişte hiç anlatılmamış. Buradaki tarihi dokuyu gün yüzüne çıkaracağız. Tarih, kömür dağıtanları değil kazıyı başlatanları yazacak. Bunun yanında sosyal belediyeciliği de ağırlık veriyoruz. Vatandaşımızın ekonomik krizden çıkması için yanında olacağız. Sadece seçim dönemlerinde yardım kolisi, kömür dağıtan anlayışta olmayacağız. Çölyak hastalarına ihtiyaçları olan malzemeleri gönderiyoruz. Aşevi kurduk her gün pek çok aileye yemek götürüyoruz, her sabah 2 bin öğrencimize güne merhaba çorbası sağlıyoruz. Öğrencilerimizin sosyal hayatlarını genişletiyoruz. Şehrimizin insanlarının ihtiyaçları ne ise onların yanında olmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerine son verdi.
(Haber kaynağı: Özlem Sarsın – Dünya Gazetesi)



