OECD’nin gayrimenkuller hakkında otomatik bilgi değişimi için hazırladığı yeni çerçeve, birkaç yıl öncesine kadar teorik bir ihtimal olarak görülen bir alanı somutlaştırdı: Artık sadece banka hesapları ve kripto varlıklar değil, yurt dışındaki taşınmazlar da küresel vergi şeffaflığının konusu haline geliyor.
Geçtiğimiz hafta, yirmi altı ülke ortak yaptıkları açıklamayla 2029’dan itibaren yabancı ülkelerdeki taşınmazlara ilişkin bilgilerin otomatik olarak değişilmesi konusunda niyet beyanını kamuoyuyla paylaştı. Yeni çerçeve – Taşınmaz Mallar Hakkında Kolayca Erişilebilir Bilgilerin Değişimine İlişkin Çok Taraflı Yetkili Makam Anlaşması (IPI MCAA) – OECD’nin finansal hesaplar, kripto varlıklar ve dijital platform işlemleri üzerindeki otomatik bilgi değişimi için oluşturduğu mevcut mimariye dayanmaktadır. Bu anlaşma, mülkiyet bilgileri, taşınmaz değeri, işlem geçmişi ve kira gelirleri dâhil olmak üzere vergi idarelerinin “kolayca erişilebilir” bilgilere ulaşmasını sağlayarak, sınır ötesi vergi raporlamasında uzun süredir devam eden bir boşluğun kapatılmasını amaçlamaktadır*.
Türkiye henüz bu ülkeler arasında değil ama gireceğini öngörmek veya girmesi gerektiğini söylemek mümkün. Türk gerçek kişiler ve şirketler, uzun süredir başta Avrupa olmak üzere pek çok ülkede ciddi bir gayrimenkul portföyü biriktirmiş durumda. Düzenleme, Türkiye açısından hem vergi idaresi hem de mükellef davranışları, uluslararası vergi uyumu, TMSF/BDDK denetimi, kara para ile mücadele, yurt dışı varlık beyanları gibi birçok alanda etki doğurma potansiyeline sahip. Peki bu yeni sistem devreye girdiğinde ne olacak?
Yurt dışı gayrimenkul artık “görünür” hale gelecek
Bugüne kadar bir Türk mükellefin Londra’da, Berlin’de, Lizbon’da, Dubai’de ya da Miami’de bir dairesi olup olmadığını Türkiye’deki vergi idaresinin görmesi sanıldığı kadar kolay değildi. Çoğu durumda bu bilgiler ancak ihbar, banka hareketleri, yurt dışı makamlarla tekil bilgi talepleri ya da tesadüfi tespitler üzerinden elde edilebiliyordu.
Gayrimenkul için otomatik bilgi değişimi ise bu tabloyu kökten değiştiriyor. Mülkiyet bilgileri, alım–satım tarihleri ve bedelleri, kira gelirleri gibi veriler, düzenli ve sistematik biçimde paylaşılmaya başlandığında, yurt dışındaki taşınmazlar Türk vergi idaresi açısından artık “bilinmeyen” olmaktan çıkacak.
(Haber kaynağı: Dünya Gazetesi köşe yazarı Prof. Dr. Ayhan Selçuk Özgenç’in 11 aralıkta yayınlanan “Yurt dışı gayrimenkulde gizlilik dönemi bitiyor” başlıklı makalesinden alıntıdır)



