Konut, uzun süredir yatırım ve tasarruf aracı olarak görülüyor. Ancak bu anlayış, özellikle düşük ve orta gelir gruplarını barınma hakkından uzaklaştırıyor. Rapor, konutu yeniden bir temel insan hakkı olarak tanımlıyor. Bu bağlamda kamu destekli konut politikalarının sosyal yönü güçlendirilmeli, barınma hakkı yalnızca mülkiyet üzerinden değil, erişilebilir kiralık konut seçenekleriyle de sağlanmalı.
Türkiye’de üretim ağırlıklı konut politikası izlenmesine rağmen, ihtiyaç sahibi gruplara uygun konut üretimi sınırlı kaldı. Rapor, gelir gruplarına göre ayrıştırılmış konut tipolojileri, altyapısıyla birlikte planlanmış yaşam alanları ve bölgesel ölçekli arz planlaması öneriyor. Tek tip üretim anlayışının yerini çok boyutlu sosyal konut stratejilerine bırakması gerektiği vurgulanıyor.
Serbest piyasa koşullarında kiracılık statüsü giderek güvencesizleşiyor. Özellikle büyükşehirlerde kira artışları enflasyonu aştı. Raporda, uzun vadeli kira sözleşmeleri, devlet destekli sosyal kira uygulamaları ve kira piyasasına yönelik düzenleyici çerçeveler öneriliyor. Bu bağlamda sosyal kira modelleri ile kamu-özel ortaklığı temelli kiralama projeleri dikkat çekiyor.
(Haber kaynağı: Prof Dr. Ali Hepşen’in Dünya Gazetesi’nde yayınlanan köşe yazısından alıntıdır. Makalenin tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.)
https://www.dunya.com/kose-yazisi/turkiyede-konut-meselesine-yeni-bir-mercek-konut-politikalari-raporu/782488



