5 Aralık 2025 Cuma
Ana SayfaManşetKiralık sosyal konut üretiminde en kilit nokta "Finansal Sürdürülebilirlik"..

Kiralık sosyal konut üretiminde en kilit nokta “Finansal Sürdürülebilirlik”..

İstan­bul’da 15 bin adet kiralık sosyal konut için ilk adım atıldı. Pilot bölge belirlendi, yüklenici firmayla süreç başlıyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişik­liği Bakanı Murat Kurum’un açıklamalarına baktığımızda ilgili kiralık konut projeleri Avrupa ve Anadolu yakasında olacak. Bu konutlar 3 yıllığına kiralanacak. Kira bedeli bölge rayiç bedelinin ya­rısı olacak.

Evler 3 yıl süre ile kiralanacak. 3 yılın ardından yeni kira bedeli belirlenecek ve bu ko­nutlardan belirlenen kriterlere uygun vatandaşlar faydalanabilecek. Ama bu açıklamanın asıl önemi, kamunun konut politikalarına artık sadece “satış odaklı” değil, “kira odaklı” bir pencereden de bak­maya başladığını göstermesi.

Türkiye’de konut üretimi yıllardır satış gelirine endeksli yürüyor. Ön satış yapılıyor, oradan gelen gelirle inşaat devam ediyor. Ama kiralık sosyal ko­nut projesinde ise önden böyle bir kaynak yaratma imkânı yok. Kiracı profilinin gelir seviyesi düşük, kamu ise her projeye doğrudan bütçe desteği vere­mez. Dolayısıyla kiralık konut üretiminde en kilit nokta sadece inşaat yapmak değil, bu yapıyı finan­se edebilecek sürdürülebilir bir model kurmak. Ak­si durumda, TOKİ’nin kiralık konut üretimi sürdü­rülebilir olmaz ya da sadece TOKİ ile sınırlı kalır.

İşte burada Build-to-Rent (B-t-R) dediğimiz mo­del devreye girmeli. B-t-R içerisinde konutlar baş­tan satılmak için değil, yalnızca kiralanmak için üretiliyor. Ve en kritik fark da burada başlıyor: Ge­liştirici firma, satıştan değil, kira gelirinden ka­zanç sağlıyor. Finansman da bu kira akışına daya­nıyor. Yani daha proje aşamasında iken, ileride olu­şacak kira gelirleri temlik edilerek menkul kıymet ihraç ediliyor. Yatırımcı bu menkule yatırım yapı­yor; geliştirici ise bu kaynakla projeyi inşa ediyor.

Bu modelin dünyadaki örnekleri dikkat çekici. Yakın zamanda Belirttiğim gibi, ABD’de yalnızca bir gayrimenkul yatırım ortaklığı olan Arbor Re­alty Trust, Build-to-Rent teminatlı 6.500’den fazla birim üzerinden 802 milyon dolarlık menkul kıy­met ihracı yaptı. Bu işlem, kira gelirlerinin ne öl­çüde bir finansman aracına dönüşebileceğini so­mut şekilde gösteriyor. İngiltere’de ise emeklilik fonları, sigorta şirketleri B-t-R portföylerine yeni bir varlık sınıfı olarak yaklaşıyor. Bizde neden ol­masın? Türkiye’nin kiralık sosyal konut gündemi, tam da böyle bir finansal mimariyle desteklenirse kalıcı etki yaratabilir.

Türkiye’de bu işin zemini hazır aslında. Türkiye Menkul Kıymetleştirme Şirketi (TMKŞ) gibi ina­nılmaz iyi bir yapı var. Proje Gayrimenkul Yatırım Fonları (Proje GYF) regülasyonu mevcut. Kurum­sal yatırımcılar, sabit kira akışına dayalı menkul kıymetlere ilgisiz değil. Kısacası, yapı taşları bir araya getirilebilirse, erişilebilir kiralık konut üre­timi sadece kamuya yük olmayan bir sosyal prog­ram değil; aynı zamanda sermaye piyasasıyla en­tegre bir finansman çözümüne dönüşebilir.

(Haber kaynağı: Dünya Gazetesi köşe yazarı Prof. Dr Ali Hepşen‘in “Kiralık sosyal konutlar için yeni bir finansman hikâyesi gerek” başlıklı makalesinden alıntıdır)

PROJE BİLGİ FORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Ayla Özer
369 YAZI