2863 sayılı Kanuna tabi yerlerde 1957 öncesi yapılan yapıların imar mevzuatına uygun olduğuna dair 2981 sayılı Kanunun Geçici 2. Maddesinin uygulanamayacağına ve buna göre işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilemeyeceğine dair Danıştay kararları:
Danıştay Dördüncü Dairesinin 2023/13595 Esas, 2025/10 Karar ve 06.01.2025 tarihli kararı; Danıştay Dördüncü Dairesinin 2023/13550 Esas, 2025/5 Karar ve 06.01.2025 tarihli kararı; Danıştay Dördüncü Dairesinin 2023/13596 Esas, 2025/6 Karar ve 06.01.2025 tarihli kararı; Danıştay Dördüncü Dairesinin 2024/602 Esas, 2025/7 Karar ve 06.01.2025 tarihli kararı:
“Dosyada, dava konusu taşınmazın İstanbul …numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla ilan edilen Kentsel Sit Alanı içerisinde kaldığı, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edildiği anlaşılmıştır. 2981 sayılı Kanun’ un 3. maddesinde “2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca belirlenmiş ve belirlenecek yerlerde… bu Kanun hükümleri uygulanmaz.” hükmüne istinaden dava konusu taşınmazın bulunduğu bölge kentsel sit alanında yer aldığından ve eski eser tescilli kültür varlığı olduğundan, 2981 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine binaen dava konusu taşınmaz 1957 yılından önce inşa edilmiş olduğundan imar mevzuatına uygun inşa edilerek kullanma izni alınmış yapı olarak kabul edilemeyeceği, bu halde dava konusu taşınmaza ilişkin geçici 2. maddesi uygulanamayacağı için taşınmazın 2863 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu açıktır.
Buna göre, 3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’un 4. maddesine istinaden, işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilebilmesi için söz konusu yerin imara uygunluk kriteri taşıması gerektiği, bu kritere uygunluk arz etmeyen yerlere işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilemeyeceği, işyerinin de imar mevzuatına uygun olmadığından bu haliyle işyeri açma ve çalışma ruhsatı da verilemeyeceği, dava konusu taşınmazın Koruma Kurulu tarafından tescili yapılmış korunması gerekli bir kültür varlığı olduğuna ilişkin karar alındığı ve bu Kararlara uyulmasının zorunlu olduğu, ayrıca dava konusu tescilli yapının Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmış yapı kullanma izin belgesi de olmadığı dikkate alındığından davacının ruhsat talebinin İmar ve Şehircilik Müdürlüğü uygunluk yazısı eksik olduğundan bahisle reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.”
(Bilgi kaynağı: Avukat Enes A.’nın LinkEdin paylaşımı)



