İnşaat sektörü (ki çok büyük kısmı konuttan oluşuyor) 2023’ten itibaren toparlanmaya başlamış büyüme oranı da giderek yükselmişti. Bu yılın ilk çeyreğinde yıllık büyüme yüzde 8,5 ikinci çeyrekte yüzde 11,1 olarak gerçekleşmişti. Üçüncü çeyrekte ise büyüme hızını alamayıp yüzde 13,9’a yükseldi. Yıllık istihdam da bir yılda yüzde 6 artmış. Çok yüksek Yüzde 13,9’luk katma değer artışı ile tutarlı sayılır.
Konut kesiminde bu kadar hızlı büyüme doğal olarak geçmişte yaşanan büyük kriz yine tekerrür eder mi diye akla tatsız bir soru takılıyor. 2017 üçüncü çeyrekte inşaat endeksi 255,2 ile zirve yapmış ardından 2022 üçüncü çeyrekte 191,7’ye kadar gerilemişti. Yüzde 13,9’luk artışla birlikte endeks ikinci çeyrekte ulaştığı 228,1’den 259,8’e yükseldi. Bu yeni bir zirve ve büyük olasılıkla inşaat sektörü bir süre yüksek hızla büyümeye devam edecek. Yüzde 3,7’lik büyümeye katkısı da 0,83 puan oldu.
Ayrıca inşaat sanayiden çok çeşitli girdi kullanan bir sektör. Kısacası, önümüzdeki dönemde de büyümeye dikkate değer katkı yapmaya devam edecek. Öte yandan bu yüksek büyüme konutta 2017’de olduğu gibi krize neden olan bir arz fazlası yaratır mı diye sorulabilir. Günümüzde bu olası görünmüyor çünkü üretilen konutların önemli bir bölümünün 2023 depreminin yıkımını telafisinden ve depreme dayanıksız konutların yenilenmesinden oluştuğunu tahmin ediyorum. Yani çoğunlukla hazır bir talep için konut üretiliyor. Ayrıca inşaat sektörünün GSYH içindeki payı ancak yüzde 6’ya ulaşmış durumda. Bu normal bir pay. Oysa 2017 üçüncü çeyrekte inşaatın payı yüzde 8,7 ile rekor kırmış, yıllık büyüme de yüzde 19,5 ile dudak uçuklatacak bir düzeye sıçramıştı.
(Kaynak: Dünya Gazetesi köşe yazarı Seyfettin Gürsel’in “İnşaat ve tarım büyümesinde çarpıcı gelişmeler” başlıklı makalesinden alıntıdır)



