5 Aralık 2025 Cuma
Ana SayfaManşetKurumsal yatırımcılar gayrimenkul sektörüne nasıl çekilir?

Kurumsal yatırımcılar gayrimenkul sektörüne nasıl çekilir?

Türkiye’de gayrimenkul yatırımı uzun yıl­lar boyunca bireysel yatırımcının hâkimi­yetinde gelişti. Konut ya da ticari gayrimenkul, çoğunlukla kişisel tasarrufların bir gayrimen­kule yatırılması refleksiyle el değiştirdi. Özel­likle BDDK’nın Ağustos 2023 tarihinde almış olduğu kredi sıkılaştırıcı tedbirlerin devamın­da, bireysel tarafta finansal kaldıraçtan fayda­lanma imkanı neredeyse sıfırlandı.

Bugün pi­yasada özellikle sıfır konutlara yönelik talebin azlığının bir nedeni de bu aslında. Dolayısıy­la, kurumsal gayrimenkul finansman kurgu­su, menkul kıymetleştirme, fon yapıları olma­dan sürdürülebilir kurumsal yatırımcı ilgisinin olduğu bir pazar yaratmak artık mümkün de­ğil gibi. O halde, burada asıl soru şu: Kurumsal yatırımcıyı bu sektöre nasıl çekeriz? Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) fonlarının Eylül so­nu itibariyle toplam büyüklüğü 1,5 trilyon TL’yi aşarken, Türkiye’de bu kaynakların gayrimen­kule yönelimi hâlen sınırlı.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) mevzuatı, BES ve sigorta fonla­rının gayrimenkul yatırım fonu (GYF) payla­rına yatırım yapmasına izin veriyor (SPK’nın III-52.3 sayılı “Gayrimenkul Yatırım Fonla­rına İlişkin Esaslar Tebliği” ile III-52.4 sayı­lı Emeklilik Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği ve ayrıca sigorta yatırım fonlarına dair mevzuatta, GYF paylarının portföye dahil edi­lebileceği açıkça düzenlenmiştir.). Buna rağ­men, toplam portföyler içinde bu enstrüman­ların oranı çok düşük düzeyde. Sorunu mevzu­atta aramak yerine başka yerlerde aramalıyız.

Bence sorun, uzun vadeli gayrimenkul projele­rinin getiri–risk profilini doğru yapılandıracak ürünlerin eksikliğinde…Mesela İngiltere’de “long-income property funds” gibi düzenli ki­ra getirisi ve enflasyona endeksli nakit akışı sunan fonlar, emeklilik fonlarının ana tercih­lerinden biri. Türkiye’de benzer yapıların oluş­turulması hâlinde, hem BES hem de sigorta şir­ketleri gayrimenkule daha rahat girebilir.

Uluslararası kurumsal yatırımcıların Türk gayrimenkul yatırım fonlarına bakışı

Yabancı kurumsal yatırımcı, Türkiye gayri­menkul piyasasına bakarken üç temel unsuru inceler: döviz bazlı getiri potansiyeli, piyasa li­kiditesi ve hukuki güvenceler. Uluslararası ya­tırımcı, 50–100 milyon dolarlık tekil fon bü­yüklüğü, bağımsız değerleme standartları ve düzenli İngilizce raporlama bekliyor. Kurum­sal yatırımcı; geliştirici eksenli değil, fon yöne­ticisi odaklı bir model arıyor. Malezya ve En­donezya örneklerinde olduğu gibi, devletin ga­rantili kira kontratları veya altyapı bağlantılı gayrimenkul portföyleri, yabancı ilgisini ciddi şekilde artırabiliyor.

Gayrimenkul yönetim şirketleri gözüyle kurumsal yatırımcı

Kurumsal yatırımcının bakış açısını anla­mak önemli; çünkü kurumsal yatırımcı, gayri­menkule “al–sat” mantığıyla değil, “profesyo­nel yönetim” perspektifiyle bakar. Bu noktada devreye gayrimenkul yönetim şirketleri giri­yor. Türkiye’de profesyonel yönetim hizmeti veren şirket sayısı artsa da, henüz fon ölçekle­rine uygun operasyonel standartlar tam otur­muş değil.

Kurumsal yatırımcı için şeffaf ra­porlama ve ESG (Çevresel–Sosyal–Yönetişim) uyumu artık olmazsa olmaz. Özellikle Ocak 2025’te duyurulan yeni Uluslararası Değerle­me Standartları’nın bir an önce ülkemizde de uygulamaya geçirilmesi gerekiyor. Yurtdışın­daki gayrimenkul portföylerinde olduğu gibi, düzenli kira tahsilatı, boşluk oranlarının yöne­timi, kiracı memnuniyeti ölçümü ve enerji ve­rimliliği raporları sunabilen şirketler, fonların tercih listesinde üst sıraya çıkar. Türkiye’de de bu alanda sertifikasyon ve denetim mekaniz­malarının güçlendirilmesi, kurumsal yatırım­cının güvenini artıracaktır.

Sonuç

Türkiye’de gayrimenkul piyasasının uzun vadeli ve istikrarlı büyümesi, bireysel yatı­rımcıdan kurumsal yatırımcıya doğru strate­jik bir kayışa bağlı. BES ve sigorta fonları için uygun ürünler, uluslararası yatırımcıya gü­ven verecek ölçek ve şeffaflık, sermaye piyasa­sında ürün çeşitliliği ve güçlü bir profesyonel yönetim altyapısı… Bu dört başlık, kurumsal sermayeyi gayrimenkule çekmenin anahtarı. Unutmayalım: Gayrimenkul artık yalnızca bir varlık sınıfı değil; güven temelli bir sistem ku­rabilirsek ve bu doğru tasarlanırsa, gayrimen­kul uzun vadeli ulusal servet oluşturacak bir yatırım ekosistemi.

(Kaynak: Dünya Gazetesi köşe yazarı Prof. Dr. Ali Hepşen’in Kurumsal yatırımcılar gayrimenkul sektörüne nasıl çekilir? başlıklı makalesi)

PROJE BİLGİ FORMU

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yapın

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen isminizi girin

Son Haberler

YAZARLAR

Ayla Özer
369 YAZI