2025 yılının ilk yarısında Türk inşaat sektörü, büyüme ivmesini koruma hedefi ile küresel belirsizlikler, jeopolitik gerginlikler, finansman darboğazları ve yurt içinde yaşanan politik gelişmelerin etkisiyle dalgalanan ekonomi arasında dengede kalmaya çalışan bir tablo ortaya koymuştur. Deprem bölgesinin yeniden imarı ve büyükşehirlerde süren kentsel dönüşüm çalışmaları, sektörün üretim hacmini ve istihdam kapasitesini desteklerken; maliyet baskısı, yüksek faiz oranları ve finansmana erişimde yaşanan zorluklar sektörü temkinli bir çizgide tutmuştur.
Yurt içinde kamu projelerinde alınan tasarruf tedbirleri nedeniyle yavaşlayan sektör, rotasını yurt dışına çevirmiş; ancak, küresel çapta farklı zorluklarla karşı karşıya kalınmıştır. Artan küresel rekabet, jeopolitik belirsizlikler ve finansman koşullarındaki sıkılaşma, Türk firmalarının yurt dışındaki başarısını olumsuz yönde etkileyen faktörler olarak öne çıkmaktadır.
Proje finansmanı, özellikle gelişmekte olan ülkelerde faaliyet gösteren firmalar açısından en büyük sınavlardan biri haline gelirken; diplomatik ilişkiler, teknik müşavirlik kapasitesi ve yerel ortaklık stratejileri bu süreçte belirleyici rol oynamaya devam etmiştir. Tüm olumsuzluklara rağmen Türk müteahhitler, yılların kazandırdığı tecrübe, esnek üretim kabiliyetleri, en zor koşullarda bile zamanında proje tamamlama becerilerinin yanı sıra Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) ve Yap-İşlet-Devret modelleri ile gerçekleştirilen projelerdeki başarıları ile dünya çapında aranan bir çözüm ortağı haline gelmiştir.
İnşaat sektöründe son dönemde yaşanmakta olan yüksek seviyelerdeki maliyet artışları, kamunun yapım işlerindeki yetersiz ödenekler ve hakediş tahsilatındaki gecikmeler, bütçe kısıtları ve yüksek enflasyon ortamı, finansmana erişimde yaşanan sıkıntılarla birlikte kamunun yatırım projelerini üstlenmiş olan müteahhitlik firmaları üzerindeki mali yükleri taşınılması mümkün olmayacak düzeylere çıkararak firmaları ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakmış, kimi projelerin durma noktasına gelmesine yol açmıştır.
Bilindiği üzere, 13 Mayıs 2024 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklanan kamuda tasarruf paketinde kamu projelerinde %75’i tamamlanan projelere öncelik verilmesi, ihalesi yapılmış, henüz yeni başlanmış projelerin yavaş ilerletilmesi, ödeneklerde %15 kesinti yapılması, yıl için belirlenen ödeneğin üstünde harcama yapılmaması, yatırım programına yeni proje alınmaması ilkelerine yer verilmiştir.
Bu çerçevede, kısa ve orta vadede hayata geçirilmesi önceliği bulunmayan projeler ile çok az ödenek ayrılacak projeleri devam ettirmek, müteahhitlerine her geçen gün artan ağır bir malî yük getirmiştir. Bu nedenle, bahse konu kamu projelerinin müteahhitlerine sözleşmelerin tasfiyesine imkân sağlayan bir düzenlemenin hayata geçirilmesi sektör açısından büyük bir ihtiyaç haline gelmiştir.
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) tarafından da sıkça kamuoyunun dikkatine sunulduğu gibi, tamamlanma oranı %75’in altında kalan ve yatırım programında önceliklendirilmeyen işlerin yüklenicilerine şartsız tasfiye hakkı tanınmasıyla hem kamu bütçesinde tasarruf sağlanacak hem de bu yüklenicilerin yüksek ek malî yüklerle karşılaşmasına yol açılmamış olacaktır.
Bununla birlikte, kamu projelerinde vergi tevkifat oranının indirilmesi hususu da sektörün öne çıkan ihtiyaçları arasında yer almaktadır. 30 Mart 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 9707 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile sadece demiryolu hattı, tramvay, monoray, finiküler, metro ve şehir içi raylı ulaşım sistemleri inşaat ve onarım işleri için vergi tevkifat oranı %1’e düşürülmüştür.
Ancak, bahse konu düzenleme ile yalnızca kısıtlı sayıda inşaat/onarım faaliyeti için vergi tevkifat oranı düşürülmüş, sektörün çok büyük kısmını oluşturan, farklı büyüklüklerdeki firmaları kapsayan genel inşaat ve onarım faaliyetlerine yönelik olarak uygulanan %5’lik vergi tevkifat oranında bir iyileştirme yapılmamıştır.
Bilindiği üzere, birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerinde tevkifat oranı 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile %3 olarak uygulanmakta iken, 04 Şubat 2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 3491 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile %5’e yükseltilmiştir.
Söz konusu %5’lik oran, üstlenilen işlere ilişkin kâr oranının %25 olarak varsayıldığı anlamına gelmekle birlikte, girdi maliyetlerinin sürekli arttığı, finansmana erişimin zorlaştığı, kredi faiz oranlarının yüksek olduğu mevcut ekonomik ortam ve piyasa koşullarında inşaat sektörü için böyle bir kârlılık oranı öngörülmesi gerçekçi olmamaktadır. Ayrıca, özellikle kamu projelerinde hakediş tahsilatlarında uzun gecikmeler yaşanmakta olup %5 oranında yapılan vergi tevkifatı firmaların nakit akışlarına ciddi olumsuz etkiler yapmaktadır.
Bu nedenlerle, uzun süredir TMB tarafından Hazine ve Maliye Bakanlığı nezdinde yapılan temaslarda, yıllara yaygın inşaat taahhüt ve onarım işlerinde hakkedişler üzerinden yapılmakta olan %5 oranındaki Gelir ve Kurumlar Vergisi tevkifatının, sektörün sürdürülebilirliği ve firmaların üzerindeki malî yükün bir nebze hafifletilebilmesi açısından %2’ye indirilmesi gerektiği dile getirilmiştir.
Sektörde yaşanan derin sorunlar, yüksek enflasyon ve kredi faiz oranları dikkate alınarak, müteahhitlik firmalarının üzerindeki bu yüksek vergi yükünün hafifletilmesi adına 9707 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nda anılan iş kolları haricinde olup 4734 sayılı Kanun kapsamında ihale edilmiş veya kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlar tarafından ihalesi yapılmış yıllara yaygın inşaat taahhüt ve onarım işlerinde hakkedişler üzerinden yapılmakta olan Gelir ve Kurumlar Vergisi tevkifatının %2 düzeyine indirilmesi inşaat sektörü için büyük önem taşımaktadır.
Bu koşullar altında 2025 yılı ilk çeyreğini tamamlayan inşaat sektörü, %7,3 ile genel ekonominin üzerinde bir büyüme kaydetmiştir. Böylece sektör, ivme kaybetmesine rağmen deprem bölgesinin yeniden imarı ve büyükşehirlerde devam eden kentsel dönüşüm çalışmalarının da etkisiyle üst üste 10 çeyrek kesintisiz büyümeye devam etmiştir.

Aynı dönemde gayrimenkul sektörü zayıf da olsa büyüme eğilimini sürdürmüş, 2025 yılı ilk çeyreğinde %2,4 büyüyen gayrimenkul faaliyetleri zayıf bir performans sergilemiştir.
2025 yılı ilk çeyrek döneminde inşaat harcamaları nominal olarak %41,8’lik artışla 1,85 trilyon TL olarak gerçekleşirken, inşaat harcamaları reel olarak %6,9 artmıştır.
TÜİK tarafından açıklanan sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi (2021=100), 2025 yılı Mayıs ayında yıllık %41,5 artmıştır.
Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2025 yılı Mayıs ayında yıllık bazda sanayi sektörü ciro endeksi %29,2, inşaat ciro endeksi %58,0, ticaret ciro endeksi %45,4 ve hizmet ciro endeksi %45,2 oranında yükselmiştir.
Mayıs ayında aylık bazda %5,7 oranında artan toplam ciro endeksinin alt detaylarına bakıldığında; aylık sanayi sektörü ciro endeksinin %5,8, inşaat ciro endeksinin %15,1, ticaret ciro endeksinin %4,9 ve hizmet ciro endeksinin %4,0 oranında arttığı görülmektedir.
TÜİK tarafından açıklanan İnşaat Üretim Endeksi’ne göre Mayıs ayında inşaat üretimi aylık bazda %4,8, yıllık bazda %20,3 artış kaydetmiştir. İnşaatın alt sektörleri incelendiğinde, Mayıs ayında bina inşaatı sektörü endeksinin aylık bazda %5,6, yıllık bazda %23,3 arttığı gözlenmektedir.
Bina dışı yapıların inşaatı sektörü endeksi aylık bazda %2,7, yıllık bazda %10,1 artmış, özel inşaat faaliyetleri sektörü endeksi ise aylık bazda %3,4, yıllık bazda %17,4 yükselmiştir.

TÜİK tarafından açıklanan İnşaat Maliyet Endeksi verilerine göre malzeme ve işçilik maliyetlerindeki artış yavaşlamaya devam etmiştir. Endeks, Mayıs ayında aylık bazda %0,88, yıllık bazda ise %22,40 oranında artmıştır. Böylece Kasım 2020’den bu yana en düşük yıllık artış görülmüştür. İnşaat Maliyet Endeksi kapsamındaki malzeme endeksi Mayıs’ta aylık bazda %1,09 ve yıllık bazda %17,81 artarken; işçilik endeksi aylık bazda %0,52, yıllık bazda ise %31,9 yükselmiştir.

Bina inşaatı maliyet endeksi, aylık bazda %0,81, yıllık bazda %22,46 artmıştır. Malzeme endeksi aylık bazda %1,08 ve yıllık bazda %18,24 artarken; işçilik endeksi aylık bazda %0,35, yıllık bazda %30,40 yükselmiştir.
Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi aylık bazda %1,11, yıllık bazda %22,20 artmıştır. Malzeme endeksi aylık bazda %1,11 ve yıllık bazda %16,46 artarken; işçilik endeksi aylık bazda %1,12 ve yıllık bazda %35,03 yükselmiştir.
TÜİK verilerine göre İnşaat Güven Endeksi, diğer ana sektörlerin aksine 2025 yılının ilk çeyreğinde de diğer çeyreklerde olduğu gibi eşik değer olan 100’ün altında seyretmiş; Nisan ayında 85,1, Mayıs ayında 88,4, Haziran ayında ise 86,9 değerini almıştır.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından yayımlanan İnşaat Malzemesi Sanayi Bileşik Endeksi Mayıs ayında 82,5 puana yükselirken, Haziran ayında 1,8 puan azalarak 80,7 puana gerilemiştir. 2024 yılı Haziran ayını 91,7 puan ile tamamlayan Bileşik Endeks için zorlu bir döneme işaret edilen raporda, endeksin üçüncü çeyrekte ilave sıkılaşma önlemleri ile ihracat pazarlarındaki gelişmelere paralel şekilleneceği ve toparlanma çabası içinde olacağı öngörüsüne yer verilmiştir.
Mayıs ayında 127,6 puan seviyesine çıkan Faaliyet Endeksi, Haziran’da 3,5 puan azalarak 124,1 puana gerilemiştir. Bu sonuçla birlikte Faaliyet Endeksi, 2024 yılı Haziran ayı seviyesinin de altında kalmıştır.
2025 yılı Haziran ayında yurt içi satışların bir önceki aya göre belirgin şekilde azaldığına yer verilen raporda, çalışma gün sayısının azalması ve artan risklerin satışları sınırladığı, ihracatın da Haziran ayında gerileme gösterdiği vurgulanmıştır. Raporda ayrıca, küresel ticarette korumacılık endişelerinin belirsizliği artırdığı, pazarlarda durağanlığın yükseldiği, jeopolitik gerginliklerin ihracatı olumsuz etkilediği, üretimin azaldığı ve cirolarda da belirgin düşüş yaşandığı kaydedilmiştir.
İnşaat malzemesi sanayisinde faaliyetlerin, sıkılaşma politikaları, ihracat pazarlarındaki gelişmeler, jeopolitik ve siyasi riskler tarafından belirlendiğine dikkat çekilen raporda, yurt içi talebin yeniden yavaşladığı, mevsimselliğin ise olumlu etki yaratacağı vurgulanmıştır. İç pazarda alınan ilave sıkılaşma önlemleriyle talep normale dönmüştür. İhracat pazarlarında beklenen toparlanmanın ötelendiği, Türk Lirası’ndaki değer kaybının ihracata destek sağladığı belirtilmiştir.
2024 yılı Haziran’ında 68,1 puan olan Güven Endeksi, 2025 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre 1,3 puan azalarak 54,6 puan seviyesine gerilemiştir. Yaşanan finansal şoklar sonrası alınmak zorunda kalınan ilave sıkılaşma tedbirlerinin de güven üzerinde olumsuz etki yarattığı, ihracat pazarlarındaki toparlanma belirsizliğinin ise güveni sınırlandırdığı belirtilmiştir.
Beklenti Endeksi Haziran 2025’te 1,1 puan azalarak 66,1 puana inmiştir. Böylece yılın ilk altı ayında düşüş sürmüştür. Finansal şokların beklentiler üzerindeki olumsuz etkisinin azalarak devam ettiği ve küresel korumacılık eğiliminin beklentileri baskıladığı belirtilmiştir. Üretim beklentisi iyimser kalmıştır. Önümüzdeki üç aya dair yurt içi ve ihracat siparişleri azalmıştır. Buna karşın üretim ve yatırım beklentileri artmış, istihdam beklentileri sınırlı düşüş göstermiştir.
Raporda, yılın geri kalanında beklentileri siyasi, ekonomik ve jeopolitik gelişmelerin belirleyeceği, sıkılaşma süresinin uzamasının beklentileri sınırlayacağı, reel sektörün faiz indirimi ve gevşeme beklentilerinin arttığı, ihracat pazarlarındaki toparlanmanın ise önemli bir unsur olacağı vurgulanmıştır.
(Kaynak: Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) tarafından hazırlanan Temmuz 2025 Dünyada ve Türkiye’de İnşaat Sektörü Raporundan alıntıdır)



