Her şey 2021’in son aylarında başlayan ve özellikle konut üretimini olumsuz etkileyen iç ve dış gelişmelerle başladı. Konut arzı hızla daralınca kiralarda da ciddi fiyat artışları yaşandı. Hem siyasiler hem de ev sahibi olmak isteyen ya da kiracı olarak yaşamını idame ettiren vatandaş kitlesi yanlış teşhis ve çözüm önerileriyle ‘inşaat ve gayrimenkul sektöründe’ yatırımcıları tedirgin eden bazı uygulamaların yolunu açtı.
Örneğin kiralara yüzde 25 zam sınırlaması getirildi. Aynı dönemlerde ‘ikinci ve daha fazla konutu olan vatandaşlara daha fazla yeni vergiler getirilmesi’ tartışmaya açıldı. Konut arzını ve satışları daraltarak fiyatları düşürmenin mümkün olacağına inanan ekonomi yönetimi de konut kredilerini miktar bazında çok kısıtları ve faizler de kredi kullanımını imkansız hale getirdi.
İşte bu uygulama ve tartışmaların çok yoğun etkisi altında 2022 yılında Türklerin yurt dışında gayrimenkul yatırımları 2021 yılına göre iki katına yükseldi. Çünkü yurt içinde gayrimenkul yatırımı yapmak hem riskli hale geldi hem de finansman imkanları bakımından zorlaştı. 2023’te de aynı gündem devam etti.
İlave olarak ne yazık ki 2023’te 6 Şubat depremleri ile yaklaşık 850 bin konut, iş yeri ve diğer gayrimenkul yıkıldı. Devlet, depremzede vatandaşların konutlarını ‘taahhütle inşa ettirip’ teslim etmek için hummalı bir çalışma başlattı ve günümüzde büyük ölçüde tamamladı.
Ancak 2023 ve 2024’te özellikle İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde ‘yeni gayrimenkul arzı’ daha da daraldı. Bütün bu etkenlerle 2023 ve 2024’te Türklerin yurt dışında gayrimenkul yatırımları tarihte olmadığı kadar yüksek miktarlara ulaştı, sadece bu iki yılda 4 milyar doları aştı.
Bu artışta, bazı Avrupa ülkelerindeki, ABD ve BAE başta olmak üzere gelişmiş bölge ülkelerindeki gayrimenkul yatırımlarına sağlanan cazip finansman imkanları, ek olarak vatandaşlık, oturum, altın vize (golden visa) imkanları, yüksek kira getirileri, yatırımcıyı koruyan hukuki yapı avantajları da önemli etken oldu.
Avrupa’da, Karadağ, Yunanistan, Malta, Portekiz, İngiltere ve Almanya’daki projeler Türk yatırımcılardan yoğun ilgi görüyor. ABD’de de Miami, New York, Los Angeles öne çıkıyor. Körfez bölgesinde ise BAE (Dubai) en çok yatırım yapılan yer oldu. Bu gelişmelerin etkisiyle genellikle yurt dışında ‘konut üretmeyen’ çok sayıda Türk şirketi de yurt dışında proje geliştirip öncelikle Türkiye vatandaşlarına satmaya başladı.
(Haber kaynağı: Ekonomim.com köşe yazarı Sadi Özdemir’in “Türkiye, yurt dışında alıcı ve proje geliştirici ülke olarak hızlı büyüdü” başlıklı makalesinden alıntıdır. Yazının tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz)
https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/turkiye-yurt-disinda-alici-ve-proje-gelistirici-ulke-olarak-hizli-buyudu/827418




