2B’lerde rayiç bedeli ödeyemeyecek olanların satışa çıkardığı arazileri satın almak isteyenlerin dikkatli olması gerekiyor
Kamuoyunda “2B Yasası” olarak bilinen kanunun yürürlüğe girmesinin ardından rayiç bedeli ödeyemeyecek olan hak sahiplerinin arazilerini satışa çıkarması da yeni bir piyasa oluşturdu. Bu arazileri alıp ilerde satmak isteyenlerin hukuki boyutu çok iyi araştırması gerekiyor.
İstanbul Emlakçılar Odası 2. Başkanı Nizamettin Aşa, yaptığı açıklamada, yaklaşık 4-5 yıldır gündemde olan 2B arazilerinin bu süre içinde zaten alım-satıma sahne olduğunu, bu işin bir piyasasının oluştuğunu söyledi.
Kanunda çok açık olmayan bir nokta bulunduğunu savunan Aşa, “Diyelim ki ben bu araziyi peşin aldım. İkinci satış olacak mı? Bunda bir kısıtlama var mı yok mu, bu henüz net değil. Kanun, ne kadar zaman süre koydu? Kimse bu konuyu çok net bilmiyor, sorunun cevabına net cevap alamıyor” dedi.
Büyük araziler satılıyor
Şu anda bir talep bulunduğunu, hatta 300, 500 bin dönüm gibi çok büyük 2B arazilerinde hak sahibi olan kişiler bulunduğunu ve bu kişilerin rayiç bedelin tamamını karşılamayacağı için satmayı düşündüğünü ifade eden Aşa, “Alan kişi hemen devredebilecek mi veya kat karşılığı verebilecek mi? Yoksa belli bir zaman elinde tutma, devretmeme gibi bir durum mu söz konusu? Bunu henüz bilemiyoruz. Bu nedenle piyasada her kafadan ses çıkıyor. Bu nokta, net şekilde açıklığa kavuşursa insanlar önünü gördüklerinde buna bir çözüm getireceklerdir” dedi.
2B’de satış vaadine ilişkin engel bir durumun söz konusu olmadığının altını çizen Aşa, araziler belli bir dönem devredilemese de o zaman satış vaatlerinin gündeme gelebileceğini, imar mevzuatı uygun olan veya imar değişikliği söz konusu olabilecek arazilerin kat karşılığı verilebileceğini kaydetti.
İmara dikkat edilmeli
Her alınan 2B arazisi üzerinde istenildiği gibi tasarrufta bulunulamayacağının bilinmesi gerektiğine dikkati çeken Aşa, şöyle devam etti: “İmarı yoksa, mesela bir su havzasındaysa, Boğaziçi ön görünümündeyse bir şey yapamazsınız. İmara açıksa, bölgenin imarı değişiyor veya mevcut imarı varsa, geçmişten gelen hak alan kişiye de geçer. Buraların su havzasında yer alıp almadığı, imar değişikliği olup olmayacağına bakılması gerekir. Bazen mevcut neyse, mevcut bile elden kaçırılabilir. Geçmişte su havzalarındaki binaların, evlerin yıkıldığını unutmamak gerekir. Tabii ki profesyonelce al-sat yapanlar bir arazinin durumunu biliyordur. Ancak bundan yararlanmak isteyen bir vatandaşın kesinlikle alacağı arazinin imar durumuna, imarı yoksa planlamasına bakması gerekir. Bunlara bakılmadan gözü kapalı alınırsa ilerde başı ağrıyabilir.”
“Yüzde 70 insanları demoralize etti”
Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Işık Gökkaya da 2B arazilerinde insanların ödenecek bedelleri bölgesel bazda değerlendirmesi gerektiğini, önümüzdeki dönemlerde hak sahibinin arazisi eğer gelişmeye açık yerdeyse bunun dikkatten kaçırılmaması gereken bir nokta olduğunu söyledi.
Ödeme güçlüğü çekecek vatandaşların özellikle kamu bankalarının kredi imkânlarından faydalanabileceğini belirten Gökkaya, “Ödeyemeyecek durumda olanlar arazilerini eğer kat karşılığı veya hasılat paylaşımıyla vereceklerse, kurumsal ve markalı konut üreticilerini tercih etmeleri doğru olur. Markalı konutlarda yüzde 2-3 oranında daha az alsalar bile hem ilerde bu konutları satmaları daha kolay olacak, hem de taahhüt edildiği sürede bitirilecektir” diye konuştu.
Gökkaya, arsa sahipleri ve devlet açısından beklentilerin örtüşüp örtüşmeyeceği noktasında soru işaretleri bulunduğunu belirterek, “Birçok arsa sahibi değerlerin yüksek olduğundan bahsediyor. Çoğu yüzde 70 oranında fiyatla satılacağını beklemiyordu. Bu, biraz insanları demoralize etti. Ama devlet de uzun süre orada oturmuş ve hiçbir şekilde vergisini vermemiş, bir şekilde de bazı yerlerde işgalci olarak oturmuş insanlar olduğu için adaletli bir şekilde bu işi yapmak istiyor” dedi.



