MasterTürk Grubu Başkanı Gökhan Taş, konut satışlarının gaza bastığını, bu ivmenin devam edeceğini, Türkiye’deki satış rakamlarının dünyada ilk sıraları oynadığını, konut kredisi faizlerinin yıl sonuna doğru düşüş göstermeye devam edeceğini söyledi.
Taş’ın açıklamaları şöyle:
“Konut satışları artış ivmesini 9 aydır sürdürüyor. Türkiye’de konut satışları en son Haziran 24’te %5,2 azalmıştı. Geçen yılın ikinci yarısında haziran sonrası vites yükselmişti.
Geçen yıl sadece son 6 ayda 940 bine yakın satış olmuştu ki bu rakam bile neredeyse Avrupa’da en fazla satış yapılan İngiltere, Fransa rakamına yakın. Bu sene ilk çeyrekte toplam satışlar, geçen yıl ilk çeyreğe kıyasla yüzde 20 yukarıda. İlk çeyrekteki 335 bin adetlik satışın %15,4’ü banka kredili satış. Bu oran geçen yıl ortalamasında %10,7 idi. Bunda sadece ipotekli satışlardaki hareketliliğin payı yok, bütün konutlara talep artıyor. İpotekli konut satışları geçen yıl ilk çeyrekte 27 bin 622 idi, bu sene ilk çeyrekte 51 bin 729 oldu. Artış yüzde 88 oldu.
Kaldı ki konut kredilerinde asıl rahatlamayı bundan sonraki çeyreklerde göreceğiz. Geçen yıl tüm maliyetlere, enflasyona rağmen yine de 1,5 milyona yakın satış olmuştu. Bu sene 1,5 milyonun aşılması muhtemel ve yeni rekorların olabileceği bir yılın içerisindeyiz. Sıfır konut satışı da geçen yıl ilk çeyrekte 88 bin idi, bu sene ilk çeyrekte yaklaşık 100 bin. Artış yüzde 13.
Türkiye toplamında konut stoğu şu an 900 binler seviyesinde. Bu ülkedeki talebin üstünde bir rakam değil. Yılda 1,5 milyon konut satılan bir ülkeyiz. Avrupa’da birinciyiz, OECD ülkeleri arasında toplam satışta Amerika’nın ardından ikinciyiz. Bu pazarda kentsel dönüşümün stok yaratmasından ziyade, güvenlik sağlayacak olması oldukça değerli.
Dikkat edin, sadece İstanbul’da halihazırdaki haneleri oluşturan yapı stoğunun 262 bini 1980 öncesi yapılmış. Bu en az 3 milyon kişinin bu binalarda yaşadığını gösteriyor. Bunun değişmesi elzem. Devletin bu anlamda ısrarlı adımlarını görüyoruz, belediyelerin de uyum sağladığını anlıyoruz. Ev sahiplerinin de müteahhitlerle anlaşacağı bir zemin oluşmaya başladı. 3 katlı yerine 4 veya 5 katlı yapılar oluşmazsa müteahhitler bu işin altına elini sokmayacaktır, o anlamda bunun ‘elzem bir gerçeklikte’ olması gerektiğini düşünüyorum.
Yılsonuna doğru faiz maliyetlerinin daha da aşağı gideceğini düşünüyorum. Merkez Bankası’nın (Dün) istisnai olarak bir faiz artırımı yaptığını gördük. Öncesinde iki PPK toplantısında indirim kararı alınmıştı. Maalesef içeride oluşan durumlarla yakından alakalı, ancak sektörün de piyasaların da yılsonuna doğru faiz maliyetinin düşeceği yönünde fikri var. Bu konut satışlarında bize yeni bir rekor getirebilir. Şimdiden yüzde 20 yukarıda gidiyoruz.
İkinci evini alacaklara uygulanan kredi şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Nitekim ülkede konuşulması gereken en önemli konu aslında kira maliyetleri. İkinci evini alanlar kiraz arzına destek oluyor. Ayrıca ikinci evini alan, sıfır konut satışını da destekliyor. Gelirin henüz eşit dağılmadığı ülkemizde bu gerçekliğe göre adım atmak, sektörü, sektörün beslendiği 250 alt sektörü beseleyecektir. Bununla ilgili sektörü temsil eden sivil toplum kuruluşlarının girişimlerde bulunduğunu biliyoruz.
Sosyal konut projelerinin genişlemesi şart. Ev sahipliği oranı ülkemizde yüzde 55’lere doğru geriliyor. Bu Avrupa ortalamasının yüzde 15 altında. Bunu yukarı çıkaracak formüllerin ülkemizde daha da gelişmesi gerektiğini düşünüyorum. Sosyal konut tarafında GYODER’in bir önerisi olduğunu da görüyoruz. Kamu, özel sektör işbirliğinin konutlarda oluşmasının, kira arzına destek olacağını içeren bir önerileri var. Burada kamu arsayı tahsis ediyor belli bir süreliğine, özel sektör projeyi yapıyor ve belli bir süre uygun kira ile yatırımı geri alıyor. Uygulanabilir bir model.
Yatırım amaçlı konut alımı 10 yıl önce yüzde 50 oranındaydı. Her 100 konutun 50’si ihtiyaç 50’si yatırım amaçlı alınıyordu. Ancak şu an yatırım amaçlı konut alımı durmuş durumda. Bu yatırımcılar gözünü yurtdışında, rezerv para ile kira alacakları yerlere çeviriyorlar.
Türk vatandaşları yurt dışında yabancıların Türkiye’de aldığından daha fazla gayrimenkul almaya başladı. Türk vatandaşları bu yıl ocakta 144, şubatta 190 olmak üzere iki ayda yurt dışında 334 milyon dolarlık gayrimenkul aldı. Yabancıların Türkiye’deki alımı ise ocakta 132, şubatta 134 olmak üzere iki ayda 266 milyon dolarda kaldı.
Kira fiyatlarında yüzde 25 sınırının kaldırılması doğru bir karardı ancak enflasyonist bir ortamda oluşan fiyatların maaşlarla doğru ilişkide olmadığını düşünüyorum. Bu anlamda, arz tarafında yaşanacak canlanmanın, kentsel dönüşüm ve sosyal konut hamlelerinin daha fazla rahatlama sağlayacağını düşünüyorum.”
(Haber kaynağı: Burak Taşçı – Hürriyet)